felsefe
  bilim felsefesi
 

 

BİLİM FELSEFESİ
 
Bilim felsefesinin konusu bilim üzerine düşünmedir.bilimlerde görülen büyük gelişmeler dikkatleri bilime yöneltmiştir.Bilim felsefesi bilimsel kesinlik ve bilimsel sistem düzeyine erişen bir bilgiyi inceler. Bilim felsefesinin inceleme alanına,bilimin yanında bilimin özel yöntemleri,düşünce biçimleri bilimlerin hangi ana gruplara girebileceği gibi problemler girer.Bilim felsefesi bilimin yapısı ve işleyişini aydınlatmaya çalışır.
 
Bilimin Tarihsel Gelişimi
    İlk bilimsel çalışmalara Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarında rastlanır.Bu çalışmalar daha çok astroloji ve mitolojiye dayalı oldukları için gerçek anlamda bilimsel çalışma sayılmazlar.Gerçek anlamda ilk bilimsel çalışmalar Yunan medeniyetlerinde görülür.Euklides  geometriyi,Archimedes mekaniği kurmuştur. Aristo biyolojik varlık alanıyla ilgilenmiştir.Yunan medeniyetlerinin bu dönemi doğa bilimlerinin ortaya çıktığı bir dönemdir. Batlamyus fizik biliminin ilk temellerini atmıştır
   Orta çağda bir durgunluk döneminin yaşanmasıyla birlikte Yunan felsefesine ait kitapların Arapçaya çevrilmesiyle İslam medeniyetlerinde bilim büyük gelişmeler gösterir.Özellikle Abbasi halifeleri Mansur ve Harun reşit dönemlerinde bilim ve felsefe önemli gelişmeler gösterir.Harezmi aritmetik ve cebir,İbn-i Sina tıp,Biruni astronomi ve coğrafya alanında yeni bilgiler üretir.
   Rönesansla birlikte Avrupa’da bilim tekrar gelişmeye başlar.Kopernik,Batlamyus’un dünya merkezli evren teorisinin yerine güneş merkezli evren teorisini geliştirir.Kepler ve Galile onu takip eder.Newton  evrensel çekim yasasını ortaya koyar.
Bilimsel alandaki gelişmeler bilimlerde yöntem fikrini de geliştirmiştir. Bacon, Descartes, J.S.Mill bilim için yöntem üzerinde çalışmışlar ve önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Bilim Felsefesinin Görevi
Blim üzerine düşünmek,bilimin mantığını yapmaktır.Bu da bilimin mantıksal çözümlemeye uygun olan yapı ve işleyişini sembolik mantıkla gerçekleştirmektir.
Bilimsel Yöntemin Süreçleri
1)       Olgusal Süreç( betimleme)
a)       Gözlem: Olgu alanında geçen olayları araştırılan probleme göre guruplamak ve sınıflamak.
b)        Deney : Yapay ortamda önceden belirtilen olayları bir araya getirerek gerçekleştirmek.
c)       Ölçme   : Gözlem ve deneyin herkes için aynı doğruluk değerine sahip olması için sonuçları tekrar olgulara dönerek doğrulamaktır.
2)       Kuramsal Süreç:Olgusal olanın mantıksal ve akılcı bir biçimde düzenlenip açıklanmasıdır.
               a ) hipotez ( varsayım): Henüz doğrulanmamış ancak doğrulanacağı varsayılan olgular arası ilişkileri açıklamak üzere ortaya konulmuş taslaklardır.
                b) Kuram(teori): Geçerliği ve güvenirliği bilimsel yöntemlerle saptanmış iç tutarlılığı bulunan açıklamalar bütünüdür.
               c)Yasa(kanun): Olgular sınıfının nedenlerini açıklama özelliği kazanmış doğru kuramlara yasa denir.
               d) Öndeyi: Yasalardan yayarlanarak henüz olmamış olguları önceden tahmin etmektir.
Bilime Farklı Yaklaşımlar
Bilim iki açıdan değerlendirilmiştir
1. Ürün olarak bilimden yararlanma            
     2. Etkinlik olarak bilimi değerlendirme
 
1.Ürün Olarak Bilim:
        Bu anlayış, bilim alanında ortaya konmuş bilimsel ürünlerin objektif olarak  tarihsel gelişimleri içinde ele alıp inceleyerek bilimin tanınmasını amaçlamaktadır. Bu anlayışın temsilcileri Reichenbach (1891-1935) ve Carnap (1891-1935) olmuştur. Bu iki düşünür felsefede ‘Mantıkçı Pozitivizm’ görüşünü geliştirmişlerdir.
  • Bilimsel eserler dil analizi,mantıksal bir dille ifade edilmelidir.
  • Bir kuram doğrudan yada dolaylı doğrulanmalıdır.
  • Bilimin yöntemi tümevarımdır.
         Bu düşünürlere göre, bilim ve bilimsel metinlere mantık dili ile yaklaşılarak bilimsel dilin yapısı çözümlenir. Bu değerlendirmeler yapılırken bilim önermelerinin doğrulanıp yanlışlanabilir olmasına bakılır. Doğrulanabilen önermeler anlamlıdır. Anlamlı önermeler de bilgi verebilir önermelerdir. İşte bu önermeler bilimsel değer taşır.
        Carnap’a göre doğrulanamayan önermeler metafizik önermelerdir.. Carnap’a göre;iki türlü doğrulama yapılabilir;.
1-Doğrudan doğrulama:Herhangi bir nesnenin belirtilen yerde bulunuşunun gözlenmesi söz konusudur. Örn:”şu anda bu yazıyı okuyorum” önermesi doğrudan doğrulanabilen bir önermedir..
2-Dolaylı Doğrulama:Doğrulanabilir önermeler, doğrulanmış başka bazı önermelerle birleştirilerek doğrulanmaları sağlanır.Örn:”Anahtar demirden yapılmıştır” önermesini doğrulayalım; Fizik kanununa göre “demirden yapılmış; nesne mıknatısla çekilir”. “mıknatıs çubuk şeklindedir”(doğrulanmış bir önermedir) Anahtar çubuk nesneye yakın konmuş (doğrudan doğrulanmıştır) Sonuç olarak anahtar şimdi çubuk nesne tarafından çekilecektir. Bu durumda anahtarın demirden yapıldığı dolaylı olarak doğrulanmıştır
    Carnap’ın doğrulanabilirlik ilkesi K.Popper tarafından ciddi biçimde eleştirilmiştir.Popper’a göre doğrulanabilirlik ölçütü tümevarıma dayalıdır ancak bir olayı sonsuza dek deneylemek mümkün değildir.popper’a göre bilimin yöntemi tümdengelimdir.Bilimselliğin ölçütü de tümevarım değil tümdengelimdir.
      “ bir önerme yanlışlanmadığı sürece doğrudur.”
 
2. Etkinlik Olarak Bilim:
       Bilimi etkinlik olarak görenlerin başında fizikçi ve bilim tarihçileri olan Thomas Kuhn ve Toulmin gelmektedir.
Bu düşünürlere göre, bilimi oluşturan bilim adamlarının yaşayış biçimleri, görüş ve düşünceleri incelenmelidir.
  • Kuhn ve Toulmin’in temsil ettiği bu anlayış devrimci bilim anlayışı olarak adlandırılır.
  • Bilimsel etkinlikler içinde doğduğu tolumdan Etkilenir
  •  KUHN:
·         Bilim birikerek değil sıçramalar ve devrimlerle yol alır,düz bir çizgide ilerlemez
·         Bilimsel devrim bir paradigmadan bir paradigmaya geçiştir.
PARADİGMA: bilimin tüm kavramlarını, soruları ve onlara verilecek doğru cevapları kapsayan ortak
çerçeve, şablon. Bilimdeki etkinlikler dağınık, düzensiz bir yapı gösterebilir. İşte, ‘paradigma’ bütün bu dağınıklığı düzenli bir yapıya dönüştürebilir.paradigma, bilim adamları için dünyaya bakılan bir standartlar veya ölçüler yumağı olduğu gibi, aynı zamanda gerçekliğin belirli kurallara göre algılanmasını, kavranmasını ve genelleştirilmesini sağlayan bir şablondur.

·         Bilimsel gelişme yada ilerlemeden değil ancak bilimsel değişmeden söz edilebilir.       
               TOULMİN:Bilim kuralları, yaşamda karşılaşılan problemleri çözebildiği sürece kalıcı olur. Yoksa, kısa sürede varlıklarını yitirirler. Bu, Darwin’in biyolojideki anlayışına benzer;güçlü olanlar kalır, güçsüzler elenir ve yok olur.
 
Bilim Felsefesinde Klasik Görüş Ve Eleştirisi
Bilime dönemsel olarak bakıldığında,İlkçağdan Rönesans’a kadar olan döneme ‘Klasik Görüş Dönemi’ denmektedir.
Klasik Görüş Açısından Bilim:
Klasik görüşün en iyi temsil edildiği felsefe akımı Pozitivizm ve daha sonra Mantıkçı Pozitivizm’dir Klasik görüş döneminin bilim hakkındaki temel görüşleri şöyle özetlenebilir:
Bilim bir dünya gerçekliği bilgisine varmalıdır. Birbirinden farklı bilim dalları birbirine indirgenmeli ve parçalı görüşler yerine bir bütün görüş oluşturmalı. Örneğin, sosyoloji psikolojiye, psikoloji biyolojiye, biyoloji kimyaya, kimya fiziğe indirgenmelidir. Böylece fizik tek temel bilim olabilecektir.
 
Bilim Felsefesinde Klasik Görüş Ve Eleştirisi

Bilimde klasik görüş
Klasik görüşe yapılan eleştiriler
1 Bilim tarihsel süreç içerisinde yığılarak ilerler
1 bilim  düz bir çizgide ilerlemez
2 bilimin vaz geçemeyeceği tek yöntem tümevarımdır
2 sadece tümevarım yöntemi yetersizdir.
3 bilimsel önermeler deney ve gözlemle doğrulanmalıdır.
3 yanlışlama yöntemi kullanılmalıdır.
4  bütün bilimler fizik modeli üzerine kurulmalıdır.
4 her bilimin fiziğe benzemesi mümkün değildir
5 bilimi değerlendiren bilim adamları topluluğunun varlığı göz ardı edilmelidir.
5 bilim adamları topluluğunun varlığı ve psiko-sosyal etkenlerin varlığı göz ardı edilemez.
6 bilgimiz sınırsızdır.Bilimin gelişmesiyle bütün sorulara cevap bulunacaktır
6 bilgimiz sınırlıdır.Her türlü gelişmeye rağmen cevap bulunamayan sorular kalacaktır.

 
Bilimi Niteleyen Özellikler
1. Bilimsel Bilginin Özellikleri:
Belli Bir Yöntemi Vardır: Bilimler tümevarım yöntemini kullanır. Bu yöntemin ortaya koyduğu sonuçlar kesin açıklamalar ve doğa yasalarıdır.
Nesnel Bilgilerdir : Bilimsel bilgi incelediği olaylara hiçbir özellik karıştırmadan inceleme yapan bir bilgidir. Zamana, mekana, insan ve toplumlara göre değişmez.
Mantık İlkelerine Bağlıdır: Bilimsel bilgi tek tek olaylardan hareket ederek genellemelere giderken mantığı kullanır. Bu nedenle, bilimsel bilgi mantıkça tutarlı bir bilgidir.
Genelleştirilmiş ve Birleştirilmiş Bilgilerdir: Bilimsel bilgi incelediği olaylardan genellemelere varan bir bilgidir. Tek tek ve ayrı gibi görülen olaylar aynı nedenlere bağlı ise bilimsel bilgide bunlar birleştirilerek ifade edilir.Bu anlamda bilimsel bilgi gözlem sınırlarının dışına çıkan bir bilgidir.
Kesin Bir Bilgidir: Doğruluğu deneylerle kanıtlandığı sürece kesinliğinden kuşku duyulmaz. Ancak, bu kesinlik matematikteki gibi mutlak kesinlikte değildir. Koşullar değiştiğinde bilimsel bilgiler de değişebilir.
2.Bilimsel Yöntemin Özellikleri:
Bilim evrende meydana gelen olayları bilimsel yöntem ile açıklamak ister. Bu yöntem iki aşamadan meydana gelir. Biri olayların betimlenmesi, diğeri ise olayların açıklanması dır. Olayların betimlenmesinde önce olayların doğal koşullarda algılanması gelir. Bu algılama işi, olaylar arasında araştırılacak olanlarını arama, ayırt etme ve seçme davranışları ile yapılır. Buna gözlem denir.
Bilimsel gözlemler bir takım problemlerin fark edilmesine ve meraka neden olur. Problemler insanı bir takım nedenlerin var olduğu düşüncesine ulaştırır. Bu nedenle akla uygun varsayılan nedenler düşünce yoluyla üretilir. Bunlar varsayım dır.Daha
sonra bu varsayımların gerçekliği üzerine deneyler yapılır. Eğer deneyler varsayımı doğrularsa neden-sonuç ilişkileri kurulmuş olur.
Bu yöntemin sonunda bilimsel kuramlar ve bilimsel yasalar oluşturulur. Bilimsel kuramlar ve yasalar olaylara ilişkin genellemelerdir. Deney yönteminin sonunda matematik ifadelerle genel temellendirmeler yapılabiliyorsa, bunlar bilim yasaları olur.
 
3.Bilimsel Açıklamaların Özellikleri:
Bilimsel açıklamalar olayların hangi nedenlerle oluştuğunu belirlemeyi amaçlar. Olayların oluş süreçleriyle ilgilenmez.
Bilimsel açıklamalar mantıksal çıkarımlara dayanır. Öncül önermeler doğru olmalıdır ve aralarında en az bir önerme bilimsel yasa özelliği taşımalıdır.
Bilimsel açıklamanın sonunda aynı zamanda bir öngörü özelliği de bulunur. Yalnız açıklama ile öngörü (öndeyi) arasında fark vardır. Açıklama, sonuç önermesinden hareket ederek bu sonuç önermesinin öncüllerini bulma işlemidir. Öndeyi ise, verilen öncüllerden sonucu çıkarma işlemidir.
4. Öndeyi (öngörü) nin Özellikleri:
Bilimlerde öndeyi (önceden görmek, tahmin etmek) incelenen olaylar, olaylar arası ilişkilerden ve bunlara bağlı açıklamalardan yararlanarak olabilecek olaylara ilişkin tahminde bulunmaktır.
Önceden yapılabilen öndeyiler bilimsel ilerlemede avantajlar sağlar, insanın doğaya daha bilinçli olarak egemen olabilmesini ve kontrolu altında tutabilmesini sağlar. Görüldüğü gibi, öndeyi de bilimde açıklama kadar önemli bilimsel bir işlemdir.
5. Bilimsel Kuramın(Teori) Özellikleri:
Bilimsel kuramlar, bir bilim dalında birbirinden ilgisiz ve bağımsız görünen bilimsel genellemeleri ve açıklamaları bir kavramlar sisteminde bütünleştirir ve o varlık alanına böylece bir mantıki düzen sağlar. 
Bilimsel kuramlar olguları açıklamak amacıyla kurulur. Varsayım, olaylarla ilgili olarak doğrulanmak amacıyla öne sürülen geçici bir iddiadır. Kuram ise bir ölçüde doğrulanmış, ama, henüz bütünüyle kesinlenmemiş genel bir görüştür. Kuramlar birbiriyle ilişkili bir çok yargıdan oluşabilir. Kuramlar doğrulanabilir özelliktedirler. Belli bir alana ilişkin bilgileri mantıksal bir düzen içerisinde tümdengelim yöntemiyle açıkladıkları için tutarlı ve bağımsız sistemlerdir.
Kuram, evrensel bir dünya görüşü olarak da anlaşılmamalıdır. Çünkü, bilimsel kuramların temelinde sınırlı bir varlık ve olaylar kesimi ve bu kesimle ilgili yasalar bulunur.
Bilimsel kuramlar değişmez sistemler olarak da görülmemelidir. Onlar değişebilirler, hatta aynı olaylar kesimi hakkında geçerli farklı kuramlar olabilir.
 
Varsayım-Kuram İlişkisi:
1-Varsayımlar kuramlara dönüşebileceği gibi;gelişmiş kuramlar da genellikle varsayımsal öğeler içerir.
2-Varsayım bir tek önermeyle ifade edildiği halde ;kuram bir bütünlük içinde düzenlenmiş önermeler sistemiyle dile getirilir.
3-Varsayım belli ve sınırlı bir açıklamadır;oysa kuram kapsamlı ve köklü açıklamalar getirir. Bilgi edinme süreci aşamasında ortaya atılan geçerliliği ve güvenilirliği bilimsel yöntemlerle saptanmış olan iç tutarlılığı bulunan
 
Her bilimsel açıklama gibi, kuramın önermeleri de her zaman gözlem ve deneylerle denetlenebilir. Denetimle doğrulanamayan kuram bırakılır ve yeni bir kurama gidilir.
 
BİLİMİN DEĞERİ
      İnsanın doğayı bilmek ve ona egemen olmak amacıyla yola çıktığı zamandan bugüne bilim gelişim göstermiştir. Bilimsel gelişim sürecinde doğa yasalarına ulaşılmış ve bunlara dayanarak meydana getirilen teknoloji ile doğaya egemen olunmuştur. Bu nedenle çağımızı bir bilim ve teknoloji çağı olarak adlandırıyoruz.
Bilim fizik bilimleri,sağlık bilimleri ve toplum bilimleri olarak da insan hayatına büyük katkılarda .bulunur. Sosyoloji ve siyaset bilimleri de insanın daha mutlu bir hayat yaşayabileceği bir toplumsal ve siyasal çevre meydana getirirler Çağdaş toplumlar ve devletler buna örnek teşkil eder.
Bilim insanları ve toplumları bugünkü uygarlık düzeyine getirmiştir, ama, insan  sadece bilim üreten bir varlık değildir. Bilimin yanında felsefi, sanatsal ve dini bilgilere de sahiptir. Yalnız bilimsel bilgiye ve teknolojiye dayanarak yaşayan bir kimse, teknolojik bir çarkın sadece bir dişlisi olmaya mahkum olur.
Bilime bazı noktalarda eleştiri de getirilmektedir.
  • Bilim insanlara bir çok avantajlar sağlarken, aynı zamanda insanların toptan yok olması gibi tehlikeleri de beraberinde taşımaktadır.
  • Bilim ve teknolojinin gelişimiyle beraber insan duygu ve düşünceleri de değişmekte, sanat ve moral değerler bundan etkilenmektedir. İnsan daha otomat özellikli bir yaşama sürüklenmektedir.
  • Bilim, insanların inançlarını ve iç duygularını da etkilemektedir. Çünkü, bilim her şeyi doğadaki mekanik düzenliliği içinde açıklamakta ve maddi özelliklerle yorumlar getirmektedir.
  • Bilim ve teknoloji insan ilgisini dış dünyada toplamakta, insanın kendisine dönmesini engellemekte, değerlere kapalı kalmasını sağlamaktadır.
Bilim ve teknolojiye yapılan bu eleştirilere rağmen insan bunlar sayesinde bugünkü uygar duruma gelmiştir. Bilim ve teknolojinin sağladığı araç ve gereçler, türlü iletişim araçları ile yaşam kolaylaşmakta insanlar ve kültürler arası yaklaşımlar sağlanmaktadır. Yani bilim ve teknoloji ile insan ve yaşam içiçedir.
                                                                                                    
 
                                                                                              Cahit KIYAK
                                                                                               Felsefe Öğretmeni
 
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol